Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» "hizmet" ALLAH Için Olmalı
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyPtsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan

» HATME DUASI
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyPtsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-

» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyPerş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-

» ...AŞK...
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyPerş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-

» Kaside-i Nakşi
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-

» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-

» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-

» Tasavvuf "Samimiyet" tir
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-

» O, Benim de Evlâdımdır
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-

» TÖVBE etmek ne demektir???
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-

» bizim SEVGİMİZ
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-

» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-

» Yazık sana!..
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-

» bu gün O'nun için bir şey yap!
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-

» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-

» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-

» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-

» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-

» Kermese Davet!!!Essen´de
9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) EmptyPaz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf

Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi

Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

:
AKTIVE-X-YÜKLE                               DJ-GIRISI                             NIK-AL

9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)

Aşağa gitmek

9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) Empty 9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:18 pm

Altın Silsilenin 9. halkası Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)

Hilye-i Hemedâni

Uzuna yakın orta boylu, zayıfça bedenli, çiçek bozuğu kumral saçlı ve buğday benizliydi. Güler yüzlüydü. Sakalına pek az, ak düşmüştü. Sûret ve sîreti kadar zühd ve takvâsı da mezhebinin imamı İmam-ı Âzam Ebû Hanife'ye benzerdi. Kâl ve hâl sahibi, ilim ve irfan ehliydi. Evliyâ'nın kümmelininden, sufilerin önde gelenlerindendi. Sırtında daima yamalı yün elbise bulunurdu. Hilim ve merhamet âbidesiydi. Kur'an okumaya çok düşkündü.

Kısa çizgilerle Hayatı:

Altın silsilenin dokuzuncu halkası Yûsuf Hemedânî, Türk dünyasının İslâmlaşmasını, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasını sağlayan Yesevilik ile Nakşiliğin kolbaşı. Adı Yûsuf bin Eyyûb, künyesi Ebû Yakub, nisbesi Hemedânî.

440/1048 yılında Rey ile Hemedan arasında Bûzencird adlı bir köyde doğdu. Çocukluk yıllarını memleketinde geçirdi. On sekiz yaşına gelince daha fazla okumak, ilim ve irfanını artırmak maksadıyla hilâfet merkezi olduğu kadar, ilim makam olan Bağdat'a gitti. Orada Ebû İshak eş-Şirâzî'den fıkıh, ilm-i kelâm ve usûl tahsil etti. Şirâzî, Hemedânî'yi yaşının küçüklüğüne rağmen ilim, irfan ve iyi ahlâkı sebebiyle arkadaşlarına tercih eder, akranına örnek gösterirdi.

Hemedânî, Kadı Ebû'l-Huseyn Muhammed, Ebû'l-ganâim Abdussamed, Ebû Cafer Muhammed gibi muhaddislerden Bağdad, Semerkant ve Isfahan'da hadis aldı. Şeyh Abdullah Cüveynî, Hasan Simnânî'nin sohbetlerine katıldı. Dinlediği hadislerin çoğunu yazdı. Daha sonra zühd ve tasavvuf yoluna yönelerek bir süre riyazat ve mücahedeyle meşgul oldu. Bu arada Gazzali'nin de mürşidi olan Ebû Ali Farmedî'yi tanıyarak müridi oldu. Genç yaşına rağmen şeyhine hizmetle himmetine mazhar oldu.

477/1084 yılında şeyhinin vefatından sonra Herat, Merv ve Rey şehirleri arasında mekik dokudu. Bu bölge halkı onu âdeta paylaşamaz olmuştu. Bu şehirlerden her birinde zikir ve sohbet halkaları kurdu. Özellikle Rey şehrindeki tekkesi, emsâli görülmedik bir cemaatle dolup taşardı.

515/1121 yılında bir ara tekrar Bağdat'a geldi. Bir yandan halka hadis naklederken, bir yandan da Nizamiye medresesinde fıkıh dersleri okuttu. Hemedânî'nin gerek hadis dersleri, gerekse Nizamiye medresesindeki fıkıh dersleriyle vaazları, halkın büyük bir ilgisine mazhar oldu. Kaynaklar, devrin pek çok âlim ve şeyhinin onun bu ders ve sohbetlerine katıldığını kaydetmektedir. Bağdad'da bulunduğu sırada hacc farizasını ifâ için Haremeyn'e giden Hemedânî, Medine'de bir süre mücavir olarak kaldı. Hac dönüşü Bağdad'a oradan da eski hizmet bölgesi olan Herat, Merv ve Rey şehirlerine geldi. Vefatına kadar buradaki irşad hizmetine devam etti. Ölümü Herat'tan Merv'e giderken Bamyeyn denilen yerde gerçekleşti (535/1141).Ancak daha sonra Merv'e nakledilip adına bir türbe yaptırıldı.
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) Empty Geri: 9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:18 pm

Ebû'l-fazI Sâfî bin Abdullah anlatıyor:

Ben şeyhimiz Yusuf Hemedânî'nin Bağdad'da Nizamiye medresesindeki derslerine devam ederdim. Bir gün herkes kulak kesilip onu dinlerken topluluğun içinden İbnu's-Sakka isimli bir fâkih ayağa kalkıp bazı sorular sordu. Onun sorularındaki mubâlâtsızlıktan rahatsız olan Yusuf Hemedânî: "Otur yerine, sana cevap vermeyeceğim, çünkü ben senin sözlerinden küfür kokusu duyuyorum. Korkarım ki sen İslâm'dan başka bir din üzere ölürsün." dedi. İbnü's-Sakka isimli bu sahte fâkih, sustu ve şaşkın şaşkın yerine oturdu.

Aradan bir müddet geçtikten sonra bir Bizans sefiri Bağdad'a geldi. İbnü's-Sakka bu elçiyle buluşup bir süre onunla konuştu. Sonuçta Bizans elçisine: "Ben sizin dininize girmek istiyorum" dedi. Sefir de onu alıp beraberinde Rum diyarına; o günün Kostantınıyyesine götürdü. Orada Bizans imparatoruyla tanışan İbnü's-Sakka sonuçta Hristiyan oldu. Hayatını Rum diyarında Hristiyanlar arasında geçiren İbnu's-Sakka'yı Bağdad'dan gelen müslüman tüccarlar ölüm döşeğinde de ziyaret ettiler. Vaktiyle "hafız" olduğunu bildikleri İbnu's-Sakka'ya "Hafızanda Kur'an'dan hiçbir şey kaldı mı?" diye sordular, o şu cevabı verdi:

"Hayır, sadece şu âyet kaldı: "Kâfirler vaktiyle niçin müslüman olmadıklarına çok hayıflanacaklar" (bk. el-Hicr, 15/2) Bir mürted için bundan daha güzel uyarı olabilir mi? Bu, Kur'an'ın lâfzıyla ve mânâsıyla mucize oluşunun bir delili değil de nedir?
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) Empty Geri: 9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:18 pm

Semâ hakkında:

Hemedânî, selefleri gibi semâ ile ilgilenen ve bu konuda söz söyleyenlerdendi. Ona göre semâ, Hakk'a seferdi. Hakk'tan bir elçiydi. Hakk'ın latifeleriydi. Gayb âleminden faydalar sağlayan vâridâttı. Ruhlara kuvvet, kalıplara gıda, kalplere hayat, sırlara baka aşılardı.

Semâ, perdelerin yırtılması, sırların açılmasıdır. Semâ çakan bir şimşek, doğan bir güneştir. Semâ anında ruhlar, kalp kulağıyla dinler, orada nefse yer yoktur. Çünkü semâa nefs girince semâ, semâ olmaktan çıkar, gınâ olur.
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s) Empty Geri: 9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:18 pm

Tesiri ve Nüfuzu:

Türkistan diyarına İslâm'ın sesini, tasavvufun nefesini duyuran Hemedânî'dir. Onun halifeleri bu çığırı yıllar boyu sürdürerek onun ışığını günümüze taşımışlardır. Başlıca halifeleri: Abdullah Berkî, Hasan Endâkî, Ahmed Yesevî ve Abdulhâlık Gücdüvânî'dir. Ahmed Yesevî, Yesevîliğin, Abdulhâlık Gücdüvânî ise "Hacegân" yolunun; yani Nakşbendiliğin takipçisi oldular.

Hemedânî'den hemen bir asır sonra yaşamış bulunan Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbnu'l-Arabi eserlerinde ondan bahsetmek ve onun şöhretini Evhadüddin Kirmani'den duyduğunu şöyle anlatmaktadır:

Hicretin 602. yılında (M.1205) Evhadüddin Kirmanı, Konya'ya geldi ve Yusuf Hemedânî, hakkında duyduklarını bize şöyle anlattı. Yusuf Hemedânî, kendi memleketinde altmış seneden fazla şeyhlik makamına oturmuş bir zâttır. Yaşı ilerlediği yıllarda cuma namazı dışında tekkesinden dışarı çıkmaz olmuştu. Bir gün gönlüne düşen bir "vârid" üzerine çaresiz ve iradesiz dışarı çıkmıştı. Merkebine binip yularını salıvererek o nereye götürürse gitmeye niyet etti. Merkep yürümüş ve nihayet şehrin dışında harap bir mescidin yanına varınca durdu. Hemedânî, merkebinden inip mescidin kapısından içeri girdi. İçerde bir genç başını önüne eğmiş heybetli bir halde oturmaktaydı. Neden sonra şeyhin geldiğinin farkına varan genç, başını kaldırıp: Efendim ben bir müşkil mes'eleyle karşı karşıyayım. Bana himmet buyurun" dedi. Yusuf Hemedânî gencin müşkilini çözdükten sonra dedi ki: "Delikanlı bir daha böyle bir müşkille karşılaştığın zaman bize gel, tekkemize buyur, bizim gibi pir-i fâniyi buraya kadar yorma!" İbn Arabi hazretleri bu olayı naklettikten sonra der ki: "Bundan anladım ki, eğer bir müridin zâhir ve bâtını sadık olursa, bu sadakat ve teslimiyeti sebebiyle şeyhini kendi canibine celbedebilir". Kalb kalbe karşı olunca etkileşim daha güçlü oluyor.

Hemedânî, bir asra yaklaşan ömrünü insan yetiştirmeye hasreden bir mürşid-i kâmil olmakla birlikte bazı telifleri de bulunmaktadır. Ancak telifatından günümüze ulaşan yok gibidir. (bk. Mu'cemu'l-müellifin, XIII, 279)

-rahmetullahi aleyh-

-alıntı-
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz