En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
22. Hace Muhammed İmkenegî (k.s.)
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Altın Silsile
1 sayfadaki 1 sayfası
22. Hace Muhammed İmkenegî (k.s.)
Altın Silsilenin 22. halkası Hace Muhammed İmkenegî (k.s.)
Esmer tenli, yuvarlak, aydınlık yüzlü, seyrek sakallıydı. Feyz ve cez-besi yüksekli. İbadet ve zühde düşkündü. Kerameti zahir ve bahir olmakla birlikte sırrım insanların gözünden saklardı. "Kendisini bilen, Rabbını bilir" kaidesince kendi özündeki gerçeğe ermeğe büyük gayret sarfederdi. Tasavvufî disiplinin maddî ve manevî izleri hayatında görülebilecek olgunluktaydı.
Altın silsilenin 22. halkası Hacegî Muhammed îmkenegî, 21. halkadaki Derviş Muhammed'in oğlu ve halifesi. 918/1512 yılında Semerkand ile Buhara arasındaki İmkene köyünde doğdu. İlk temel İslamî bilgileri de, ileri seviyedeki tasavvufi incelikleri de babasından öğrendi. Sağlığında vekili, ölümünde halifesi oldu.
Hacegî, "hoca" anlamına gelen ve Nakşî şeyhlerinin adlarının basında "şeyh" manasına kullanılan "hace" kelimesinden. Sonundaki nisbet "ya" sı sebebiyle Farsça kaideye göre "h" harfi "g"ye dönüşmüştür. "Hacegî" hacegan yoluna mensup demektir.
"İmkenegî", İmkene'li anlamına. Aynı kaideye göre nisbet "ya"sı gelince "h" sesi "g"ye çevrilmiş.
Osmanlı devletinde tasavvufun en canlı olduğu yıllarda yaşayan bu gönül eri de babası gibi, meçhul kalanlardan. Bir asra yakın ömür sürerek 1008/1599 yılında vefat ettiği ve yaklaşık 38 yıl şeyhlik ettiği halde Osmanlı ülkesinde pek tanınmıyor. Belki bugün Taşkent ve Buhara kütüphanelerinde komünist zulmünden kurtulabilen kitaplarda onlara dair bilgiler bulunabilir. Ayrı bir araştırma konuşu. Bizim en önemli kaynağımız olan Abdullah b. Muhammed el-Hanî'nin el-Hadaiku'1-verdiyye fî hakaik ecillai'n- Nakşbendiyye, adlı eserinde bilgiler çok sınırlı. Ancak orada adı geçen Şerhu silsileti'z-zeheb diye bir eser var ki, biz henüz ona ulaşamadık. Türkî cumhuriyetlerin kapılarının açılmasından sonra sanırız ki. bu araştırmalar daha da kolaylaşacaktır.
ve minallahi't-tevflk.
-alıntı-
Esmer tenli, yuvarlak, aydınlık yüzlü, seyrek sakallıydı. Feyz ve cez-besi yüksekli. İbadet ve zühde düşkündü. Kerameti zahir ve bahir olmakla birlikte sırrım insanların gözünden saklardı. "Kendisini bilen, Rabbını bilir" kaidesince kendi özündeki gerçeğe ermeğe büyük gayret sarfederdi. Tasavvufî disiplinin maddî ve manevî izleri hayatında görülebilecek olgunluktaydı.
Altın silsilenin 22. halkası Hacegî Muhammed îmkenegî, 21. halkadaki Derviş Muhammed'in oğlu ve halifesi. 918/1512 yılında Semerkand ile Buhara arasındaki İmkene köyünde doğdu. İlk temel İslamî bilgileri de, ileri seviyedeki tasavvufi incelikleri de babasından öğrendi. Sağlığında vekili, ölümünde halifesi oldu.
Hacegî, "hoca" anlamına gelen ve Nakşî şeyhlerinin adlarının basında "şeyh" manasına kullanılan "hace" kelimesinden. Sonundaki nisbet "ya" sı sebebiyle Farsça kaideye göre "h" harfi "g"ye dönüşmüştür. "Hacegî" hacegan yoluna mensup demektir.
"İmkenegî", İmkene'li anlamına. Aynı kaideye göre nisbet "ya"sı gelince "h" sesi "g"ye çevrilmiş.
Osmanlı devletinde tasavvufun en canlı olduğu yıllarda yaşayan bu gönül eri de babası gibi, meçhul kalanlardan. Bir asra yakın ömür sürerek 1008/1599 yılında vefat ettiği ve yaklaşık 38 yıl şeyhlik ettiği halde Osmanlı ülkesinde pek tanınmıyor. Belki bugün Taşkent ve Buhara kütüphanelerinde komünist zulmünden kurtulabilen kitaplarda onlara dair bilgiler bulunabilir. Ayrı bir araştırma konuşu. Bizim en önemli kaynağımız olan Abdullah b. Muhammed el-Hanî'nin el-Hadaiku'1-verdiyye fî hakaik ecillai'n- Nakşbendiyye, adlı eserinde bilgiler çok sınırlı. Ancak orada adı geçen Şerhu silsileti'z-zeheb diye bir eser var ki, biz henüz ona ulaşamadık. Türkî cumhuriyetlerin kapılarının açılmasından sonra sanırız ki. bu araştırmalar daha da kolaylaşacaktır.
ve minallahi't-tevflk.
-alıntı-
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
Similar topics
» 13. Hace Ali Ramîtenî (k.s.)
» 11. Hace Ârif Rivegerî (k.s.)
» 9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)
» 4. Ebû Muhammed Kasım (r.a)...
» 25. Muhammed Ma'sum es-Serhindî (k.s.)
» 11. Hace Ârif Rivegerî (k.s.)
» 9. Hace Yûsuf Hemedânî (k.s)
» 4. Ebû Muhammed Kasım (r.a)...
» 25. Muhammed Ma'sum es-Serhindî (k.s.)
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Altın Silsile
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf