En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
O, Benim de Evlâdımdır
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Altın Silsile
1 sayfadaki 1 sayfası
O, Benim de Evlâdımdır
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri Buhara’nın yakın köyü Kasrıârifân yakınlarından geçiyordu. Şah-ı Nakşibend hazretlerinin dünyaya geldiği köy... Ama henüz o daha dünyaya gelmiş değil. Bu kutlu insan,“Bu köyde, irfan sahibi bir velî dünyaya gelecek”dedi.
Onun bu sözü unutulmadı. Müridler kayda geçtiler. Zaman ilerledi. Devran döndü. Gün geldi. Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri Kasrıârifân köyünün yakınlarına tekrar uğradı. Müridlerine şöyle dedi:
“Daha önce aldığım mânevî kokuları, bugün daha fazla alıyorum; ümidim o ki, o irfan sahibi velî bu köyde dünyaya geldi.”
Onun bu sözü de unutulmadı. Dervişleri kayda düştüler. Bu sözün söylendiği günden tam üç gün sonraydı. İlâhî irade insanları bir olaya da daha tanık etti.
Şah-ı Nakşibend hazretlerinin dedesi, Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerinin yanına kucağında bir çocukla çıkageldi. Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri çocuğa baktı, baktı, dua etti ve,
“O benim de evlâdımdır” buyurdu.
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri böylece onun mânevî gelişimini üstlenen babası (mürşid) olduğunu ima etti. Etrafındaki müridlere ise şöyle dedi:
“Çoktan beri size işaret ettiğim irfan sahibi velî, işte bu çocuk olacaktır. İnşallah o, yakın bir zaman içinde bu bölgenin imamı olacaktır.”
Bu sözlerinin ardından halifesi olan Seyyid Emîr Külâl hazretlerine döndü ve,
“Bu benim mânevî evlâdımdır. Onun terbiye edilmesi işini sana emanet ediyorum. Onun yetişmesinde asla kusur etme. Eğer onun eğitilmesinde bir kusurun olursa, sana hakkımı helâl etmem” buyurdu.
Seyyid Emîr Külâl hazretleri, mürşidi Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerine şöyle dedi:
“Efendim! Bu konudaki bütün emirleriniz başım gözüm üzerinedir. İnşallah onun terbiyesinde bilerek bur kusur etmeyeceğim.”
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri irşadı sırasında gösterdiği itina zamanla daha iyi anlaşıldı. Çünkü Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri aldığı irşad emanetini yıllar ötesine ulaştırmak için almıştı. Gerçi her mürşid-i kâmilin özelliği buydu. Bir sonraki nesle emaneti en mükemmel şekilde bırakmak ve devam etmesini sağlamak, bunun için de ne gerekiyorsa yapmak...
İhtimal bu hassasiyet yüzünden olmalı büyük mürşid Hâce Azîzân Ali Râmîtenî hazretleri de vefatına yakın halifesi Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerine dönmüş ve tüm sûfîlere şöyle tavsiye etmişti:
“Bu kişinin sözlerine itaat edin. Hayatta kaldığı sürece onun yolundan ayrılmayın.”
Ve... Sonrası
Sâdât-ı kirâm, ileriyi gören gözle geleceğe bakıyorlardı. Onlar, gelecekte Hâcegân yolunun adını Nakşibend olarak devam ettirecek bir zatı müjdeleliyorlardı. Ancak onun irşadına zaman vardı.
Bu iki büyük velî arasında, bir başka Allah dostunun mânevî âlemde yapması gereken görevleri vardı. O âlemlerin sultanı sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v) nur yüzlü torununu geleceğe hazırlayacaktı. İlâhî irade onu vesile kılacaktı.
Önce bu zat hakkında derlediklerimizi ele alacağız.
Ve... Seyyid Emîr Külâl hazretlerinden bahsedeceğiz.
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri 755 (1354) yılında Semmâs’ta vefat ettiğinde, insanları irşad etmeleri için geride dört büyük halife bırakmıştı. İsimleri şöyleydi:
1. Şeyh Sûfî Suhârî (k.s).
2. Şeyh Mahmud Semmâsî (k.s).
(Bu zat, Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerinin
oğludur).
3. Şeyh Dânişmend Ali (k.s).
4. Seyyid Emîr Külâl (k.s).
Onlar sayesinde bu yolun zincirlerine birer halka daha eklendi. Bu yolun büyüklerindeki tasarrufat ve âli himmet onlarla devam etti.
Hâcegan silsilesi Seyyid Emîr Külâl hazretleri ile insanlara nice sırlar gösterdi.
Sâdât-ı kirâmın mânevî güzelliği onun aracılığıyla ilerledi.
Şimdi sıra Seyyid Emîr Külâl hazretlerinde (k.s)...
Allah Teâlâ bizleri kendisinden ayırmasın.
Allah Teâlâ hepsinin makamını yüceltsin.
ALTIN SİLSİLE
Onun bu sözü unutulmadı. Müridler kayda geçtiler. Zaman ilerledi. Devran döndü. Gün geldi. Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri Kasrıârifân köyünün yakınlarına tekrar uğradı. Müridlerine şöyle dedi:
“Daha önce aldığım mânevî kokuları, bugün daha fazla alıyorum; ümidim o ki, o irfan sahibi velî bu köyde dünyaya geldi.”
Onun bu sözü de unutulmadı. Dervişleri kayda düştüler. Bu sözün söylendiği günden tam üç gün sonraydı. İlâhî irade insanları bir olaya da daha tanık etti.
Şah-ı Nakşibend hazretlerinin dedesi, Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerinin yanına kucağında bir çocukla çıkageldi. Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri çocuğa baktı, baktı, dua etti ve,
“O benim de evlâdımdır” buyurdu.
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri böylece onun mânevî gelişimini üstlenen babası (mürşid) olduğunu ima etti. Etrafındaki müridlere ise şöyle dedi:
“Çoktan beri size işaret ettiğim irfan sahibi velî, işte bu çocuk olacaktır. İnşallah o, yakın bir zaman içinde bu bölgenin imamı olacaktır.”
Bu sözlerinin ardından halifesi olan Seyyid Emîr Külâl hazretlerine döndü ve,
“Bu benim mânevî evlâdımdır. Onun terbiye edilmesi işini sana emanet ediyorum. Onun yetişmesinde asla kusur etme. Eğer onun eğitilmesinde bir kusurun olursa, sana hakkımı helâl etmem” buyurdu.
Seyyid Emîr Külâl hazretleri, mürşidi Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerine şöyle dedi:
“Efendim! Bu konudaki bütün emirleriniz başım gözüm üzerinedir. İnşallah onun terbiyesinde bilerek bur kusur etmeyeceğim.”
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri irşadı sırasında gösterdiği itina zamanla daha iyi anlaşıldı. Çünkü Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri aldığı irşad emanetini yıllar ötesine ulaştırmak için almıştı. Gerçi her mürşid-i kâmilin özelliği buydu. Bir sonraki nesle emaneti en mükemmel şekilde bırakmak ve devam etmesini sağlamak, bunun için de ne gerekiyorsa yapmak...
İhtimal bu hassasiyet yüzünden olmalı büyük mürşid Hâce Azîzân Ali Râmîtenî hazretleri de vefatına yakın halifesi Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerine dönmüş ve tüm sûfîlere şöyle tavsiye etmişti:
“Bu kişinin sözlerine itaat edin. Hayatta kaldığı sürece onun yolundan ayrılmayın.”
Ve... Sonrası
Sâdât-ı kirâm, ileriyi gören gözle geleceğe bakıyorlardı. Onlar, gelecekte Hâcegân yolunun adını Nakşibend olarak devam ettirecek bir zatı müjdeleliyorlardı. Ancak onun irşadına zaman vardı.
Bu iki büyük velî arasında, bir başka Allah dostunun mânevî âlemde yapması gereken görevleri vardı. O âlemlerin sultanı sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v) nur yüzlü torununu geleceğe hazırlayacaktı. İlâhî irade onu vesile kılacaktı.
Önce bu zat hakkında derlediklerimizi ele alacağız.
Ve... Seyyid Emîr Külâl hazretlerinden bahsedeceğiz.
Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretleri 755 (1354) yılında Semmâs’ta vefat ettiğinde, insanları irşad etmeleri için geride dört büyük halife bırakmıştı. İsimleri şöyleydi:
1. Şeyh Sûfî Suhârî (k.s).
2. Şeyh Mahmud Semmâsî (k.s).
(Bu zat, Hâce Muhammed Baba Semmâsî hazretlerinin
oğludur).
3. Şeyh Dânişmend Ali (k.s).
4. Seyyid Emîr Külâl (k.s).
Onlar sayesinde bu yolun zincirlerine birer halka daha eklendi. Bu yolun büyüklerindeki tasarrufat ve âli himmet onlarla devam etti.
Hâcegan silsilesi Seyyid Emîr Külâl hazretleri ile insanlara nice sırlar gösterdi.
Sâdât-ı kirâmın mânevî güzelliği onun aracılığıyla ilerledi.
Şimdi sıra Seyyid Emîr Külâl hazretlerinde (k.s)...
Allah Teâlâ bizleri kendisinden ayırmasın.
Allah Teâlâ hepsinin makamını yüceltsin.
ALTIN SİLSİLE
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Altın Silsile
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf