Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» "hizmet" ALLAH Için Olmalı
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyPtsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan

» HATME DUASI
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyPtsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-

» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyPerş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-

» ...AŞK...
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyPerş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-

» Kaside-i Nakşi
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-

» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-

» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-

» Tasavvuf "Samimiyet" tir
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-

» O, Benim de Evlâdımdır
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-

» TÖVBE etmek ne demektir???
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-

» bizim SEVGİMİZ
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-

» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-

» Yazık sana!..
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-

» bu gün O'nun için bir şey yap!
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-

» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-

» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-

» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-

» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-

» Kermese Davet!!!Essen´de
14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) EmptyPaz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf

Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi

Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

:
AKTIVE-X-YÜKLE                               DJ-GIRISI                             NIK-AL

14. Muhammed Baba Simasî (k.s.)

Aşağa gitmek

14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) Empty 14. Muhammed Baba Simasî (k.s.)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:11 pm

Altın Silsilenin 14. halkası Muhammed Baba Simasî (k.s.)

HİLYE-İ MUHAMMED BÂBÂ SİMASÎ


Simasî; ortaboylu, gökçek yüzlü ve esmer tenliydi. Nurlara mazhar olduğu yüzünden lemean eden ziyadan belliydi. Nâfiz bir nazar, keskin bir görüşe ve derin bir hissedişe malikti.

"Azizan" lâkabıyla meşhur Ali Râmîtenî'den sonra silsile Muhammed Bâbâ Simasî ile devam etmektedir. Hoca Muhammed, Râmîten'e bir, Buhârâ'ya üç fersah mesafede bulunan Simas köyünden. Burada doğdu, burada yaşadı ve burada vefat etti (755/1354).

Simasî bir süre memleketinde dînî ilimler tahsili ile meşgul oldu. Zâhir ilimlerinde belli bir derinlik kazandıktan sonra, mânevi ilimlere yöneldi. Devrin ünlü şeyhi, altın silsilenin çağındaki halkası Ali Râmîtenî'nin dergâhına kapılandı. Buhârâ ve Harezm taraflarında şeyhiyle beraber bulundu. Riyâzat ve mücâhedede, edeb ve ifadede akranına tefevvuk ederek şeyhinin yerine irşad makamına geçti. Şeyhi Ali Râmîtenî vefatı sırasında müridlerine: "Buna bağlanın, emrini tutun, sağ olduğu sürece onun yanından ve yolundan ayrılmayın" diye vasiyette bulundu.

Muhammed Bâbâ Simasî, şeyhinin yerine irşad makamına geçtiğinde, müridlerini bizzat kendisi bulurdu. Halkın arasında dolaşır, müridlik ve dervişliğe kabiliyetli insanları nerede bulursa hemen yanına cezbederdi. Nitekim daha sonra kendi yerine halife olarak bırakacağı Emir Külâl'i ve hatta ondan sonraki Bahaeddin Nakşiben'di hep o bulup keşfetmişti. Emir Külâl'i er meydanında güreşirken buldu. Onun gürbüz vücudunda, en az bedeni kadar güçlü mâneviyat istidadı keşfederek onu tutup er meydanından gönül erleri meydanına çekti. Sırtındaki kısbeti çıkartıp dervişlik kisvesi giydirdi ve gönül sultanları makamına erdirdi. "Bu er, zâhirin değil, bâtının pehlivanıdır. Nice insan onun elinden kemâle erecektir" dedi.
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) Empty Geri: 14. Muhammed Baba Simasî (k.s.)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:12 pm

BİR YİĞİT KOKUSU

Emir Külâl'den sonra emaneti alacak ve bu yolda "Pir" ünvanıyla anılacak olan Şah-ı Nakşbend hazretlerinin de ortaya çıkaran O'dur. Nitekim müridleriyle Şah-ı Nakşbend'in ailesinin oturduğu Kasr-ı Hinduvan'dan geçerken: "Burada benim burnuma bir yiğit kokusu geliyor. Yakında bu yiğit sayesinde Kasr-ı Hinduvan, Kasr-ı ârifân olsa gerektir" der. Bir kaç zaman sonra köye tekrar gelen Muhammed Bâbâ bu sefer: "Koku artmış, bu yiğit dünyaya gelmiş olmalı." der. Meğer bu sırada Bahaeddin doğalı henüz üç gün olmuş imiş. Emir Külâl'in hane-sinde misafir olan Muhammed Simasî'ye, dedesi, Şah-ı Nakşben'di kucağına alıp getirir ve takdim eder. Muhammed Bâbâ, Bahaeddin'i görür görmez: "Bu bizim oğlumuzdur, biz onu evladlığa kabul ettik" der. Sonra ihvanına dönerek şöyle konuşur: "Dünyaya gelmeden kokusunu aldığımız yiğit işte budur. Zamanının en büyük imam ve mürşidi olacaktır." Bilahare Emir Külâl'e dönüp şu ifadelerle Bahaeddin'i ona ısmarlar: "Bu benim oğlumdur. Onu sana emanet ediyorum. O'nun eğitimi konusunda ihmal ve kusur göstermeyesin. Eğer bu konuda kusur ve fütur gösterecek olursan sana hakkımı helâl etmem." Bu sözler üzerine Emir Külâl de gayrete gelip der ki: "Bu konudaki emirleriniz başım üzre. Emirlerinizi yerine getirme konusunda ihmâl gösterir, gevşek davranırsam merd değilim." Bu şahidli isbatlı mukavele ile Bahaeddin'in irşad hizmeti Emir Külâl'in uhdesine tevdi edilmiş oldu.

Muhammed Bâbâ Simasî, aşklı, cezbeli ve coşkulu bir şeyhti. Kendisinin bir üzüm bağı vardı. Çoğu kerre üzümleri kendi elleriyle budardı. Ancak budama sırasında bazan kendinden geçer, aklı başından gider, bıçak elinden düşer, kendisi de yere yığılırdı. Birkaç saat sonra ancak kendine gelebilirdi. Bu hal belki, nebatâtın tesbihini duyması ve kesilen dalların tesbihden fariğ olduğunu hissetmesi sonucu meydana gelen üzüntünün eseriydi.
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

14. Muhammed Baba Simasî (k.s.) Empty Geri: 14. Muhammed Baba Simasî (k.s.)

Mesaj  -DERGAH- C.tesi Kas. 08, 2008 6:12 pm

ŞAH-I NAKŞBEND'LE

Muhammed Bahaeddin Nakşbend şöyle anlatıyor: "Evlenmeye karar verdiğimde dedem beni, uğurlu ayağıyla hanemizi bereketlendirsin ve bize yardımcı olsun diye şeyhi Muhammed Simasî'ye gönderdi.

O gece gönlümde dua, niyaz ve tazarru arzusu peyda oldu. Şeyhin mescidine gittim, iki rekat namaz kıldım ve duaya başladım. Dua sırasında dilimden şu lafızlar döküldü: "İlâhî, bana belâ yükünü çekmeye ve muhabbet sıkıntısına dayanmaya kuvvet ihsan eyle!" Sabah olunca Muhammed Simâsî' nin huzuruna vardım. Bana şunları söyledi: "Oğlum bundan sonra şöyle dua et; İlâhî, rızan hangi noktada ise bu kulunu orada bulundur. Eğer Allah dostuna belâ verecek olursa, inayetiyle o belâya sabır ve tahammül gücü de ihsan eder. Fakat Allah'tan ne ge-leceğini bilmeden belâ ister gibi dua, küstahlıktır."

Bu görüşmeden sonra sofra hazır oldu. Birlikte sofraya oturup karnımızı doyurduk. Sofradan çekildikten sonra bana bir ekmek parçası uzattı ve bunu yanımda saklamamı emretti. Bir an gönlümden geçti ki, "Karnımızı daha yeni doyurduk. Ben bu ekmeği ne yapacağım acaba?" Şeyh benim şaşkınlığımı anlamış olmalı ki, hemen uyardı: "Kalbi faydasız ve lüzumsuz duygu ve havatırdan korumak lâzımdır." Ben mahcubiyetle boynumu eğip teslimiyyet gösterdim. Birlikte bizim köye gitmek üzere yola çıktık. Yolda bir tanıdığın evinde abdest tazelemek üzere konakladık. Ancak hane sahibinin yüzü biraz sıkıntılı görünüyordu. Sebebini sorduğumuzda şu karşılığı verdi: "Biraz kaymağım var, fakat ekmeğim yok. Ona üzülüyorum." Muhammed Bâbâ Simâsî bana döndü ve: "Acaba niye yarayacak diye düşündüğün ekmek işte burası içindi. Hadi ver bakalım da yesin." dedi. Meydana gelen bu güzel haller, benim ona karşı olan hayranlık ve bağlılığımı daha da artırdı."

Şah-ı Nakşbend hazretlerinin bizzat anlattığı gibi, onun ilk mürşidi böylece Muhammed Bâbâ Simâsî olmuş oldu.

-rahmetullahi aleyh-

-alıntı-
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz