Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» "hizmet" ALLAH Için Olmalı
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyPtsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan

» HATME DUASI
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyPtsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-

» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyPerş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-

» ...AŞK...
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyPerş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-

» Kaside-i Nakşi
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-

» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-

» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-

» Tasavvuf "Samimiyet" tir
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-

» O, Benim de Evlâdımdır
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-

» TÖVBE etmek ne demektir???
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-

» bizim SEVGİMİZ
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-

» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-

» Yazık sana!..
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-

» bu gün O'nun için bir şey yap!
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-

» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-

» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-

» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-

» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyÇarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-

» Kermese Davet!!!Essen´de
39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) EmptyPaz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf

Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi

Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

:
AKTIVE-X-YÜKLE                               DJ-GIRISI                             NIK-AL

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:08 pm

Altın Silsilenin 39. halkası Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Bağlıları arasında Seyda hazretleri nâmıyla bilinen Eşşeyh Esseyyid Muhammed Raşid Erol (k.s.) hazretleri 23.3.1930 tarihinde Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Siyanüs köyünde dünyayı şereflendirmişlerdir.

Babası Gavsi Bilvanisi Seyyid Abdulhakim Hüseyni (k.s.) hazretleri olup Nakşibendi büyüklerindendir.Dedeleri Seyyid Muhammed Şeyh Muhammed Diyauddin (k.s.) hazretlerinin halifelerindendir. Baba ve dedeleri ilim ve tarikat ehli olan Seyda hazretleri Evladı Resul olup Bilvanis seyyidlerindendir. Hz. Hüseyin (r.a.) soyundan geldiği için de "El-Hüseyni" denilmektedir.

Seyyidlik şeceresi şu şekildedir:
1- Seyyid Muhammed Raşid el-Hüseyni
2- Seyyid Abdülhakim el-Hüseyni
3- Seyyid Muhammed
4- Seyyid Ma'ruf
S- Seyyid Tahir
6- Şeyh Seyyid Kâl
7- Seyyid Hace Ehu Tâhir
8- Seyyid Said Ebu'l-Hayr
9- Seyyid Ali
10- Seyyid Halil
11- Seyyid Hasan
12- Seyyid Mahmud
l3- Seyyid Ali
l4- Seyyid Taceddin
15- Seyyid Kasım
l6- Seyyid İdris
l7- Seyyid Ca'fer
l8- Seyyid Kasım
l9- Seyyid Kemaleddin
20- Seyyid Ebu Firas
21- Seyyid Fellâh
22- Seyyid Muhammed
23- Seyyid Taceddin
24- Seyyid Ebu Firas
25- Seyyid Maceddin
26- Seyyid Muhammed el-Mağfur Ebu Firas
27- Seyyid Şerafeddin
28- Şeyyid İmam Ali
29- Seyyid İmam Hüseyni (r.a.)

Dedesi Seyyid Muhammed (k.s.) medreselerde yetişmiş çok büyük bir alimdi. Hüsn-ü hat sanatında çok mahirdi. Hazret'e intisab etmiş, Nakşibendi halifesi olarak icazet ve hilafet almıştı. Fakat kendisi şeyhine "Sizin sağlığınızda kendi halifeliğimi açıklıyamam, sizden sonraya kalırsam, açıklanmasını birisine vasiyyet edersiniz. Aksi takdirde sizin yaşadığınız devirde ben mürşidim ben şeyhim diyemem, lütfen beni gizleyiniz" diye rica etmişti. Şeyhinden önce vefat ettiği içinde halifeliği aşikare olarak ilân edilmeyip gizli kalmıştır.

Babası olan Gavs hazretlerini Seyyid Muham- med'in vefatı üzerine Seyyid Maruf (k.s.) (Seyda haz- retlerinin dedesinin babası) büyütmüştür. Gavs hazret- leri Siyanüs seyyidlerinden olan Fatıma Validemizle evlenmişler, bu izdivactan Seyyid Muhammed (ka.), Seyyid Muhammed Raşid (k.s.) ve Seyyid Zeynel Abidin isimlerinde üç oğlu ile Halime ve Hatice is- minde iki kızı olmuştur. Zeynel Abidin küçük yaşta vefat etmiştir. İlk zevcesinin teşvikiyle evlendiği Ta- runi köyünden Seyyide olan ikinci hanımı Sıdıka Va- lidemizdende Seyda hazretlerinin diğer kardeşleri, Seyyid Abdülbaki (k.s.), Seyyid Ahmed, Seyyid Ab- dülhalim, Seyyid Muhyiddin ve Seyyid Enver ile Ay- nulhayat, Refiate, Raikate, Naciye adlı kızkardeşleri olmuştur. Seyda hazretleri 2 yaşlarında iken Seyyid Ma'ruf vefat edince Gavs hazretleri evini Siyanüs kö- yünden Taruni köyüne taşıdı. Burada 13 sene kaldılar. Daha sonra mürşidi Ahmedi Haznevi'nin (k.s.) izniyle Bilvanis köyüne hicret ettiler. Seyda hazretleri (k.s.) bu köyde yine Seyyide olan Sekine Validemizle ev- lenmişlerdir. Bu evlilikten Seyyid Fevzeddin, Seyyid Abdülgani, Seyyid Taceddin, Seyyid Mazhar, Seyyid Abdurrakib isimli oğulları ile Hasine, Muhsine, Hasi- be, Rukiye, Münevver, Mukaddes, Mümine ve Hediye isimli kızları dünyaya gelmiştir. Gavs hazretleri Bilva- nis köyünde 6 sene kaldıktan sonra Seyda hazretleriy- le birlikte Bitlis'in Kasrik köyüne tâşındılar. Burada 11 sene kaldıktan soma Siirt'in Kozluk kazasının Ga- dir köyüne hicret ettiler. 9 sene (Burada iken vatan görevini önce acemi birliği olan Manisa'da, soma Di- yarbakır'da tamamladı) kaldıkları Gadir'den hayatının sonuna kadar ikamet edecekleri Adıyaman ilinin Kâhta kazasının Menzil köyüne yerleştiler. Babası Gavs hazretleri 1 Haziran 1972 yılında vefat edince başlıyan irşad görevi 21 sene 4 ay 19 gün devam et- mişti.

1968 yılında halifelik icazetini alan 1972 yılında irşad görevine başlayan Seyda hazretlerinin (k.s.) yurtiçinden ve yurdışından aşırı ziyaretçisinin gelmesi 18.7.1983 tarihinde Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde mecburi ikametine yolaçmıştır. Önce Adıyaman'a, soma Adana'ya oradanda Gökçeada'ya götürülen Seyda' hazretleri çektiği sıkıntı ve adanın havasının sıhhatini etkilemesi sonucu 30.1.1985 tarihinde Ankara'ya nakledilmiştir. Burada da 16 ay gözetim altında tutulduktan soma Merkezi idarenin müsadesiyle tekrar Menzil'e dönmüştür. Tekrar tebliğ ve irşad hizmetine devam ederken 1991 yılının Ramazan Bayramı bayramlaşması sırasında içersine zehirli böcek ilacı çekilmiş şırıngayla suikast yapılmış, eline isabet eden zehir etkisini göstermiş, acil müdahaleyle hastaneye yatırılan Seyda hazretleri (k.s.) hayati tehlikeyi atlatmış, fa- kat elinin üstündeki ve içindeki yaralar sebebiyle uzun süre ızdırap çekmiştir.

Şeker, damar sertliği, tansiyon ve romatizma hastalıkları nedeniyle uzun yıllar tedavi gören Seyda hazretlerinin ölümünden bir yıl önce ayağı kırılmış çektiği ızdıraplarına bir yenisi eklenmiş, fakat irşad faaliyetleri kesintisiz devam etmiştir.

Romatizma sebebiyle her yaz gittiği Afyondaki kaplıcalardan Ankara'ya dönüşünden bir kaç gün son- ra 22.10.1993 Cuma günü cuma namazından iki saat sonra 63 yaşında Rahmet-i Rahmana kavuşmuştur. Vefat haberini alan onbinlerce bağlısının katılı- mıyla ertesi gün Menzilde babasının yanı başında top- rağa verilmiştir.

-alıntı-
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty Geri: 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:09 pm

MUHAMMED RAŞİD EROLUN NASİHATLARINDAN

Muhammed Raşid Erol sohbetlerinde tevbe üzerinde sık sık durmuş, günahtan sakınmayı telkin etmiş, günahın en önemli sebeplerden biri olarak da kibiri göstermiştir. Bu konuda söylediklerinden bazıları şöyledir:

Ey cemaat! Bakınız, İslamda tevbe vardır. Kul, veli de olsa kusursuz olmaz. Yalnız, tevbe, kalben olmalıdır. Bir kimse halis bir şekilde tevbe etse, Cenab-ı Hak, o kimsenin geçmiş günahlarını siler. Tevbe, halis olduğu zaman, insan, istikametini düzeltir, yönünü Allaha çevirir, hali güzelleşir, yeni bir hayat yaşamaya başlar, bu yeni hayatını Allah rızası istikametinde devam ettirir ise, bu hal, kulun tevbesinin kabulüne işarettir.

Ey cemaat! Siz küçük günahları hafife almayın. Çünkü küçük günahlar, büyük günahlara sebep olmaktadır.

Sakın kibir üzre olmayın! Cenab-ı Hak, secde etmesini ve bu suretle Hz. Ademin üstünlüğünü kabul etmesini emrettiği halde, şeytan kibrinden dolayı secde etmedi. Malumunuzdur ki, şeytan ibadet ve itaat ehli olmasına rağmen, itirazı neticesinde ilahi huzurdan kovuldu.

Her türlü günah, nefisten ve kibirden çıkar. İnsan, ne zaman fakrını ve acizliğini idrak ederse, o zaman nefsin kibir ve azameti kalmaz. İşte o durumda kişi, kamil bir mümin sıfatıyla hayatını devam ettirir. 2

Mürşidler, kuvvetli imanlarından ve İlahi tasarruflarından dolayı talebelerinin kalblerini dünya sevgisi ve malayani (boş) şeylerden temizleyip Allaha bağlarlar. Bu da tevbe-i nasuh (kesin tevbe)ile meydana gelir. Tevbe-i nasuh, insanın sıfatını değiştirir. Sıfatın değişmesi demek, haram fiilleri, çirkin sıfatları terk ederek, İslamın meşru dairesine girmek, yani sırat-ı müstakim üzere yaşamaktır.3

Muhammed Raşid Erol tevbe etmenin insanı değiştirdiğini, Allaha yakınlaştırdığını söylerken, ölümü düşünmeyi teşvik etmiş ve şöyle belirtmiştir:

İnsana en çok fayda veren şey, ölüm rabıtasıdır; yani ölümü ve sonrasını düşünmektir. Ölüm rabıtası, tul-i emeli (geleceğe dair uzun emelleri) yıkar, ihlas ve yakını doğurur.4

Muhammed Raşid Erol, Müslümanların işlerinin yalnızca İslam ahlakını anlatmak olduğunu bir konuşmalarında şöyle belirtmiştir:
Biz siyaset yapmayız. Biz hiç kimseye, şu partiye oy verin, bu partiye verme veya verin demeyiz. Biz Allah yolunda hizmet ediyoruz. Bizim işimiz insanlara İslamı ve insanlığı anlatmaktır. Gelen insanlar arasında her partiden insanlar var. Bizim işimiz o değil, o siyasetçilerin işi. 5

Ayrıca ilim öğrenmeye çok büyük önem vermiştir. Bir konuşmasında öğrencilerini ilim öğrenmeye şöyle teşvik etmiştir:
Ey Allahın kulları; Bir talebe yetiştirmek, bin kişiyi sofi yapmaktan efdaldir. Hele o talebe vârisül-enbiya (enbiya varisi)olursa! Siz dininizi beldenizde bulunan en büyük, en muttaki alimlerden öğreniniz. Herkesden fetva sormayın. Çünkü memlekette fetva verecek kimse çok azdır. İlimle meşgul olan kimse, dünyada en güzel iş ile meşgul oluyor. İlim olmadığı zaman cehalet olur. Cahilin abidi de, sofisi de hüsrandadır. Osmanlıya bakınız: Ne idi ne oldu? edep ve nûrû sunmaya devam etmektedir. Allah (c.c.) tüm Allah dostlarından razı olsun 6


1. Maneviyat Dünyamızda İz Bırakanlar, Vehbi Vakkasoğlu, s. 231
2. Son Devrin Kutup yıldızları, s.154-155
3. Maneviyat Dünyamızda İz Bırakanlar, Vehbi Vakkasoğlu, s. 236
4. Sahabeden Günümüze Allah Dostları, s.15
5. Son Devrin Kutup Yıldızları, s.169
6. Allah Dostları, Şule Yayıncılık, cilt:10, s. 326-334
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty Geri: 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:10 pm

VEFATININ ARDINDAN YAZILANLAR

Fehmi Koru bir yazısında Muhammed Raşid Eroldan şöyle bahsetmiştir:

Raşit Erol, vefatından sonra çıkan yazılardan öğrendiğime göre, öyle fazla konuşan bir mürşid değilmiş Onu ziyaret edenler, Menzilde buldukları ortamın etkisinde kalırlarmış Daha doğrusu, sözlü ikna yerine, hal ve tavırlarıyla tebliğ yöntemiymiş onunki Bağlandığı esaslar ve takipçilerinin izlemesini istediği ilkeler, varlığıyla etrafına örnek olarak insandan insana geçiyor olmalı
Mana aleminin dışında kalanlar işte bunu anlayamaz. Onların zannettikleri, inanan kesim arasındaki ilişkilerin madde ve para temeline dayandığıdır Biraz daha insaflı olanlar, önder durumundaki kişinin cazibesinin etkisini de kabul ederler. Ancak hiçbirisinin aklına, kalpten kalbe bir yol olabileceği gelmez Konuşmadan anlaşılabileceğini düşünmezler bile. Oysa, Seyyid Raşid Erol, öyle çok konuşmayan, insanları etkilemek için çaba göstermeyen, ama insanların peşinden ayrılmadığı bir mürşid idi.
Küçücük bir köy, sırf o orada yaşıyor diye, ülkenin her tarafından gelen insanlarla dolup taşıyordu. Otobüslerle, otomobillerle gelenler, köydeki imkanlarla misafir ediliyor, doyuruluyor ve isteyen istediği kadar kalıp, istediği anda orayı terkediyordu. Gelenlerin içinde kötü alışkanlıkları olan, içki ve kumardan kendilerini alamayanlar, Menzilin manevi havasını teneffüs edince, o alışkanlıklarını terkediyorlardı

Türkiye zor bir döneme girdi. Bu dönemde birlik ve beraberliğin çimentosu olacak manevi liderlere daha fazla ihtiyaç var. Seyyid Muhammed Raşit Erol, Adıyamanın Menzil köyünde, doğusu ve batısıyla bütün Anadoluyu kepçeleyen böyle bir manevi önderdi. Vefatı, onu tanıyan, ona bağlılık duyanlar kadar, onu uzaktan sevenleri de derinden üzdü 7

Üstün ahlak sahibi Muhammed Raşid Erolun ne kadar çok seveni olduğunu ve Türkiyenin her yerine hizmetlerinin nasıl ulaştığını Alaaddin Özdenören şöyle anlatıyor:

Türkiyede çok yaygın ve kendisini seven insan topluluğu var. Mesela İzmit neresi Adıyaman neresi. O kadar çok seven var ki herhalde bu millete bu kadar yardım edecek bir zat zor gelir. İnşaAllah gelir de. Çok müstesna bir insan. Bunun dışında Türkiyede alkolizmin büyük ölçüde önüne geçmiş bir insanKendisini Türkiye genelinde kabul ettirmiş bir şahsiyet, vefat etti. Allah gani gani rahmet eylesin8

7. Son Devrin Kutup Yıldızları, s.161-163
8. Son Devrin Kutup Yıldızları, s.165
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty Geri: 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:11 pm

Ona Gidenlere ‘Bir Haller’ Olurdu

Ziyaretine gidenler pek çok kerametini yaşamışlardır. Ama Hazretin en büyük kerameti, Peygamber Efendimizin sünnetini tavizsiz yaşamaları ve Kur’an ahlakını yaşantılarında cömertçe sergilemeleri idi. İslam’ı öyle kılı kırk yararcasına yaşarlardı ki, yanlarına gelen alimler, hatta bazı mürşidler bunu görür ve Hazrete intisab ederlerdi.

Onun yanına giden nice sarhoşlar, içkiden tövbe etti. Dönmedi bir daha meyhanelere… Belki kapısından bile geçmeye korkar oldular. Ya tövbemiz bozulursa diye. Esrarkeşler, eroinmanların, toplumdan ve insanlıktan kopan pek çoklarının hidayetine vesile oldular.

Allah, emirlerine harfiyen uyan evliyasını, günahkar kullarının kurtuluşuna vesile kılmıştı. Efendimiz Aleyhisselatu vesselamın buyurduğu gibi:

“Muhammed’in nefsini elinde bulunduran Allah’a yemin olsun ki, hiç şüphesiz, Allah-u Zülcelal’in en sevgili kulları; Allah’ı kullarına, kulları da Allah’a sevdiren, yeryüzünde hayır ve nasihat için dolaşanlardır.”
(Beyhaki, Şihabü’l İman, 1/367)

Derviş Enes AHMEDOĞLU
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty Geri: 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:11 pm

“İslam Başka!”

Sevenlerinin yaşamış olduğu, Allah Subhanehu ve Teala’dan, Sultan Hazretlerine ihsan edilmiş, binlerce kerameti vardı. Biz sadece bir-ikisini anlatmakla yetiniyoruz.

Sevenlerinden birisi anlatıyor: “Seyda Hazretleri (ks) bir gün Hatme-i Hacegan'dan çıkmış, caminin önünde sofiler ziyaret ediyordu. O sırada sırt çantasıyla birlikte yabancı olduğu anlaşılan bir kişi yaklaştı, ziyaret etti, mübarek tebessüm ederek: "Hoşgeldin" dedi.

Yabancının ne dediğini anlamadık, birisi tercüme edince, (turistik) Nemrut'u ziyaret için geldiğini, yarın oraya gideceğini söyleyince, Sultan: “dönüşte yine buraya gel” dedi, o da söz verdi. Üç gün sonra geri döndü.

Seyda Hazretlerini görünce yanına gitti "ben sana söz" dedi. Mübarek tebessüm ederek: "hoşgeldin, biz gidip namaz kılacağız, sana namaz yok, sen camiye gelme burada kal" dedi. Biz ikindi namazını kıldık, hatmemizi yaptık dışarı çıktık.

Yabancı kişi "İslam başka!" diyerek kapıya koştu, camiye girdi. Şeyda Hazretlerinin (ks) önünde ağlayarak tercüman aracılığıyla kelime-i şehadet getirdi ve müslüman oldu. Bir hafta kaldı, İslamiyet’i öğrendi, temsil yetkisi alarak İngiltere'ye döndü…”

Derviş Enes AHMEDOĞLU
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty Geri: 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:12 pm

GÖNÜLLER SULTANI…

-Seyda Muhammed Raşid Hz.nin Maşukuna (cc) Yürüyüşünün Aziz Hatırasına-
(23 Mart 1930 - 22 Ekim 1993)

Nebevi Ahlakın Kokusunu Taşırdı


O Nebevi ahlakın kokusunu taşıyan bir gül misali yaşardı… Her gelen onda Efendimiz’den ayrı bir rayiha bulur, onun gülistanında yeniden doğardı…

Yanından ayrılırken, nura garkolmuş, gönül sarhoşluğuyla kendinden geçmişçesine bambaşka bir aleme dalar, gözü yaşlı, geçmişine binbir ah ile tövbe ederdi.

Ümmeti Muhammed’i şefkat kanatlarıyla saran bir merhamet insanıydı Sultan Muhammed Raşid Hazretleri.

O’nun yaşantısı ve ahlakı Kur’an’dı. Yanına gidenler, siyer kitaplarında Efendimizin (sav) ahlakını nasıl okumuşlarsa, onu öylece yaşanır, canlı halde görürlerdi.

Herkesin bıkmadan usanmadan derdini dinler, onları bazen kısa sözleriyle, çok defa da nazar ve bakışlarıyla irşad ederlerdi. Duruşu heybet ve vakar, hareketi asalet dolu idi…

Mevlana’nın insanlığa yaptığı ‘tövbeni bozsan da gel’ çağrısını devam ettirerek, ziyaretlerinde bulunan her sınıf insanı tövbeye çağırırlardı. Binlerce yolunu şaşırmış müslümana nebevi yolun, nurlu kurtuluş kapısını gösterdiler. Nice küfür batağında çırpınana bürhan; günahın ateşinde yanana ab-ı hayat oldular.

Derviş Enes AHMEDOĞLU
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s) Empty Geri: 39. Sultan Seyyid Muhammed Raşid Erol (k.s)

Mesaj  -DERGAH- Paz Kas. 02, 2008 11:13 pm

“Sen Kızımızı Sahipsiz mi Sandın?”

Bir başkası da şöyle anlatıyor: “Hac farizasını yerine getiriyorduk. Türk kafilesinden bir kişi dikkatimizi çekti. Yanına gittik, selam verdik, nereli olduğunu sorduk. Adıyamanlı olduğunu söyledi. Bizlerin Seyda Hazretlerine bağlı olduğumuzu öğrenince şu hatırasını anlattı:

‘Ben Adıyaman'da çok süfli bir hayat yaşıyordum. Alkol kullanan arkadaşlarla gece-gündüz birlikteydim. Hanımım, (hanım arkadaşları ile) Seyda hazretlerine gitmişti. Bir gece yine alkollüyken, masada arkadaşlarım beni tahrik ettiler: ‘Senden izinsiz karın nasıl Menzil'e gider, onun niçin dersini vermiyorsun?’ dediler. Kızgınlıkla eve gittim.

Her zaman olduğu gibi beni güleryüzle karşıladı, hizmetimi gördü. Ben bahane bulmak için: ‘Hanım, ben falan uygunsuz kadınla evlenmek istiyorum, ne dersin?’ dedim. Eğer evlen derse, bana onu mu layık görüyorsun diye, yok evlenme derse, benim evlenmeme niçin karşı geliyorsun, diye dövecektim. Fakat o: ‘Bey, sen bilirsin.’ dedi.

Ben beklemediğim bu cevap karşısında ne yapacağımı bilemedim, sinirlendim, dışarı çıktım, motosikletime bindim. Hızla sürerken en son gördüğüm bir kamyonun tamponuydu. Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. İki bacağım ve bir kolum alçıdaydı. Yüzüm parçalanmıştı. Doktor geldi. Ben doktora teşekkür edecekken: ‘Bana değil sana gece-gündüz bakan ve devamlı dua eden bu hanıma teşekkür et’ dedi. Karım başımın uçundaydı ve her zamanki teslimiyetli ve saygılı tavrıyla hizmet etmekteydi.

Ben bu durum karşısında iyileşince ilk işim Seyda Hazretlerine gitmek olsun, diye içimden geçirdim. Neticede hastaneden taburcu oldum, Menzil'e ziyarete gittim. Seyda Hazretleri avludaydı. Mü'minler elini öpüyordu.

Ben de sıramı bekledim, yaklaştım, tam elini öpecekken sağ elini çekerek arkasına koydu. Sol eline davrandım, o elini de arkasına çekti ve bana dönerek: ‘Sen bizim kızımızı sahipsiz mi sandın.’ dediler. Ben bunun üzerine pişmanlığımı belirttim. Mübarek gülerek: ‘Hadi gel sen de bizim bir evladımız ol’ diyerek, tövbe verdi ve bizi kabul buyurdu…


Derviş Enes AHMEDOĞLU
-DERGAH-
-DERGAH-

Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz