En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
Gavs'ın Misafiridir Her Giden ki Mahrum Olmaz...!
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Gavs-i Sani (k.s)
1 sayfadaki 1 sayfası
Gavs'ın Misafiridir Her Giden ki Mahrum Olmaz...!
MAHRUMMİYYET YOKTUR GİDEN İÇİN
Dostlar diyorlarki her giden için hangi niyet ile gitmiş ise karşılığını görmek ya da almak vardır bu kapıda. Kimisi görmek için gider. kimi Allah için bir ziyaret yapar. Kimi tevbe-i nasuh niyeti ile gider ki Allah dostunun elinden makbul bir tevbesi olsun...Kimisi ise mürid olmak için gider.
Herkes niyetinin karşılığını alır gelir ve de ona göre muamele görür.Orada hiç kimsenin niyyeti zayi edilmez.
Namaz vakti oldumu her yer kapanır namaza koşulur...
Hatme vakti herkes hatmeye çağrılır...
(Babam diyor ki bir defasında hatme anında dediler ki "acemiler çıksın" ben çıkmak istemedim ve kendi kendime dedim ki "Benim acemi olduğumu nerden bilecekler şunca kalabalıkta" çıkmadım ve kaldım. Biraz sonra baktım ki sakallı heybetli bir yiğit bana doğru geliyor. Dedi ki "Sofi sen acemisin şartları yapınca girersin" babam der ki "şok oldum nasıl bildi" ben de gülmüştüm.)
Hatme sonrası herkes çorbaya denir. Herkesin çorba içmesi için özel ihtimam gösterilir.
O çorba kuyruğunda sıranı beklemek ayrı bir himmet ve feyz kaynağıdır.
Akşam oldumu adabını yapmak için herkes banyolar akın eder.
Sonra battaniye ve yastık alınır. Görevliler özellikle araştırır kimse açıkta kalmasın diye.
Dostlardan biri diyor ki;
Özellikle geç saatlere kadar beklerdim. Herkes yattıktan sonra gider bakardım. Şayet battaniye varsa alırdım kalmamışsa uygun bir yere kıvrılır yatardım.
Yine böyle bir zamanda geç saatlere kadar kalmıştım mevsim de kış idi. Baktım battaniye kalmamış uygun bir yer aramaya başladım ki yatayım. Gördüm görevlilerden biri o saatte geziyor ve üstü açılanları battaniyesiz olanları kontrol ediyor. Üstü açılanı örtüyor, battaniyesiz kalana battaniye ayarlıyor.
Özellikler seyre daldım. Çünkü onun her halinden muhabbet akıyordu.Öylesine bir şefkat ve merhamet ile Gavsın sofilerine ihtimam gösteriyordu. Birinin yanına geldi ve baktı ki iki battaniye altına, iki battaniye de üstüne almış beyim fokur fokur uyuyor. Hemen kaldırıverdi ve hiddetle "Gurban Allahh razı olsun sofiler battaniyesiz yastıksız kalmış sen ikişer ikişer ooohhh ne keyif, ver bakalım şunları" dedi. Sofi mahçup olmuştu.Helallık diledi görevli de durumu izah edip battaniyeleri aldı.
Sonra beni farketti ve bana dönerek "Allahh bilir dedi senin battaniyen yoktur" ben bonumu büktüm bir şey demedim battaniye ve yastığı bana verdi başka yer olmadığı için ayakkabılığa yatıverdim.
Dostlar derler ki bu sadace zahiren gördüklerimiz ya manen neler neler oluyor Allahu Alem (c.c.).
Ey garib korkma ki seni senden iyi bilen dostlar arasındasın. Yaranı saracak, ihtiyaçlarını görecek yiğitlerle berabersin.
Ne mutlu ve ne de kutlu mübarek olsun.
Alıntıdır...Yazan Kardeşimden Rabbim razı olsun
Dostlar diyorlarki her giden için hangi niyet ile gitmiş ise karşılığını görmek ya da almak vardır bu kapıda. Kimisi görmek için gider. kimi Allah için bir ziyaret yapar. Kimi tevbe-i nasuh niyeti ile gider ki Allah dostunun elinden makbul bir tevbesi olsun...Kimisi ise mürid olmak için gider.
Herkes niyetinin karşılığını alır gelir ve de ona göre muamele görür.Orada hiç kimsenin niyyeti zayi edilmez.
Namaz vakti oldumu her yer kapanır namaza koşulur...
Hatme vakti herkes hatmeye çağrılır...
(Babam diyor ki bir defasında hatme anında dediler ki "acemiler çıksın" ben çıkmak istemedim ve kendi kendime dedim ki "Benim acemi olduğumu nerden bilecekler şunca kalabalıkta" çıkmadım ve kaldım. Biraz sonra baktım ki sakallı heybetli bir yiğit bana doğru geliyor. Dedi ki "Sofi sen acemisin şartları yapınca girersin" babam der ki "şok oldum nasıl bildi" ben de gülmüştüm.)
Hatme sonrası herkes çorbaya denir. Herkesin çorba içmesi için özel ihtimam gösterilir.
O çorba kuyruğunda sıranı beklemek ayrı bir himmet ve feyz kaynağıdır.
Akşam oldumu adabını yapmak için herkes banyolar akın eder.
Sonra battaniye ve yastık alınır. Görevliler özellikle araştırır kimse açıkta kalmasın diye.
Dostlardan biri diyor ki;
Özellikle geç saatlere kadar beklerdim. Herkes yattıktan sonra gider bakardım. Şayet battaniye varsa alırdım kalmamışsa uygun bir yere kıvrılır yatardım.
Yine böyle bir zamanda geç saatlere kadar kalmıştım mevsim de kış idi. Baktım battaniye kalmamış uygun bir yer aramaya başladım ki yatayım. Gördüm görevlilerden biri o saatte geziyor ve üstü açılanları battaniyesiz olanları kontrol ediyor. Üstü açılanı örtüyor, battaniyesiz kalana battaniye ayarlıyor.
Özellikler seyre daldım. Çünkü onun her halinden muhabbet akıyordu.Öylesine bir şefkat ve merhamet ile Gavsın sofilerine ihtimam gösteriyordu. Birinin yanına geldi ve baktı ki iki battaniye altına, iki battaniye de üstüne almış beyim fokur fokur uyuyor. Hemen kaldırıverdi ve hiddetle "Gurban Allahh razı olsun sofiler battaniyesiz yastıksız kalmış sen ikişer ikişer ooohhh ne keyif, ver bakalım şunları" dedi. Sofi mahçup olmuştu.Helallık diledi görevli de durumu izah edip battaniyeleri aldı.
Sonra beni farketti ve bana dönerek "Allahh bilir dedi senin battaniyen yoktur" ben bonumu büktüm bir şey demedim battaniye ve yastığı bana verdi başka yer olmadığı için ayakkabılığa yatıverdim.
Dostlar derler ki bu sadace zahiren gördüklerimiz ya manen neler neler oluyor Allahu Alem (c.c.).
Ey garib korkma ki seni senden iyi bilen dostlar arasındasın. Yaranı saracak, ihtiyaçlarını görecek yiğitlerle berabersin.
Ne mutlu ve ne de kutlu mübarek olsun.
Alıntıdır...Yazan Kardeşimden Rabbim razı olsun
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Gavs-i Sani (k.s)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf