En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
Perde Açılınca
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Altın Silsile
1 sayfadaki 1 sayfası
Perde Açılınca
Hace Alaüddin Hazretleri anlatır :
- Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin yanında bulunuyordum. Gündüz vaktiydi ama hava biraz bulutlu... Hace Hazretleri bana, 'gökyüzüne bak bakalım, öğle namazının vakti gelmiş mi ?' buyurdu. Ben de cevap olarak, 'hayır, henüz namaz vakti girmemiş' dedim. Bunun üzerine Hace Hazretleri, 'gökyüzüne tekrar bak!' buyurdu.
Bu kez gökyüzüne baktığımda, oradaki tüm perdelerin açıldığını ve semalardaki bütün meleklerin öğle namazını kıldıklarını gördüm.
Şah-ı Nakşibend Hazretleri, 'peki şimdi ne dersin? Öğle namazı vakti girmiş mi?!' dediğinde, daha önceden vermiş olduğum cevaptan dolayı mahcup oldum. Uzun bir süre onun, bu sözlerinin etkisinden kurtu-lamadım.'
Müritlerden biri Hace Alaüddin'e kalbin ne olduğunu ve onun hakkında ne düşündüğünü sordu. O, kalbin niteliği hakkında derin bilgiye sahip olmadığını söyledi. Bunun üzerine o mürit, dayanamadı. Kalp hakkında anlaşılması güç yorumlar yapmaya başladı :
-Bize göre kalp, üç günlük ay gibidir!., dedi.
O sırada bu sözleri etraftaki bazı sufiler işitmişlerdi. Nihayet konuşmalar, Şah-ı Nakşibend Hazretlerine intikal etti. Hace Hazretleri şunu söyledi :
-O mürit, kendi hâlini anlatmış!..
Şah-ı Nakşibend Hazretleri daha sonra, Hace Alaüddin'i yanına çağırdı. Kendisine şefkat gösterdi. Mübarek ayağını, onun ayağının üzerine koydu. Bunun üzerine Hace Alaüddin'de anlamakta güçlük çektiğimiz haller olmaya başladı. Bir süre sonra bu halden kurtulunca Hace Hazretlerine, kendisine neler olduğunu anlatmasını istedik. Şöyle dedi :
-Adeta, bütün yaratılmışları kalbimde hissettim.
Bu söz üzerine Şah-ı Nakşibend Hazretleri, ona şunu söyledi :
-Müşahede ettiğin hal, böyledir. Kalbin, olanları müşahede edemezken sen, kalbin halini nasıl idrak edebilirsin? Kalbin sıfatlarını nasıl açıklayabilirsin? İşte kalbi bilmeyen, şu kudsi hadisin anlamını hiç anlayamaz!..
'Yerim ve göğüm beni içine sığdıramadı, mümin kulumun kalbi içine aldı. '(Aclûni, II, 195 (H.no: 1884 -2256)
- Şah-ı Nakşibend Hazretlerinin yanında bulunuyordum. Gündüz vaktiydi ama hava biraz bulutlu... Hace Hazretleri bana, 'gökyüzüne bak bakalım, öğle namazının vakti gelmiş mi ?' buyurdu. Ben de cevap olarak, 'hayır, henüz namaz vakti girmemiş' dedim. Bunun üzerine Hace Hazretleri, 'gökyüzüne tekrar bak!' buyurdu.
Bu kez gökyüzüne baktığımda, oradaki tüm perdelerin açıldığını ve semalardaki bütün meleklerin öğle namazını kıldıklarını gördüm.
Şah-ı Nakşibend Hazretleri, 'peki şimdi ne dersin? Öğle namazı vakti girmiş mi?!' dediğinde, daha önceden vermiş olduğum cevaptan dolayı mahcup oldum. Uzun bir süre onun, bu sözlerinin etkisinden kurtu-lamadım.'
Müritlerden biri Hace Alaüddin'e kalbin ne olduğunu ve onun hakkında ne düşündüğünü sordu. O, kalbin niteliği hakkında derin bilgiye sahip olmadığını söyledi. Bunun üzerine o mürit, dayanamadı. Kalp hakkında anlaşılması güç yorumlar yapmaya başladı :
-Bize göre kalp, üç günlük ay gibidir!., dedi.
O sırada bu sözleri etraftaki bazı sufiler işitmişlerdi. Nihayet konuşmalar, Şah-ı Nakşibend Hazretlerine intikal etti. Hace Hazretleri şunu söyledi :
-O mürit, kendi hâlini anlatmış!..
Şah-ı Nakşibend Hazretleri daha sonra, Hace Alaüddin'i yanına çağırdı. Kendisine şefkat gösterdi. Mübarek ayağını, onun ayağının üzerine koydu. Bunun üzerine Hace Alaüddin'de anlamakta güçlük çektiğimiz haller olmaya başladı. Bir süre sonra bu halden kurtulunca Hace Hazretlerine, kendisine neler olduğunu anlatmasını istedik. Şöyle dedi :
-Adeta, bütün yaratılmışları kalbimde hissettim.
Bu söz üzerine Şah-ı Nakşibend Hazretleri, ona şunu söyledi :
-Müşahede ettiğin hal, böyledir. Kalbin, olanları müşahede edemezken sen, kalbin halini nasıl idrak edebilirsin? Kalbin sıfatlarını nasıl açıklayabilirsin? İşte kalbi bilmeyen, şu kudsi hadisin anlamını hiç anlayamaz!..
'Yerim ve göğüm beni içine sığdıramadı, mümin kulumun kalbi içine aldı. '(Aclûni, II, 195 (H.no: 1884 -2256)
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
:: TASAVVUF :: Ehl-i Suffa :: Altın Silsile
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf