En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
Günah isteği nasıl sevaba dönüşüyor?
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Günah isteği nasıl sevaba dönüşüyor?
Günah isteği nasıl sevaba dönüşüyor?
Tövbe, günahlardan içtenlikle pişman olmak ve arınmak istemek demektir.
Tövbe ve istiğfar yaptığımızda kendimizde bir şeyler hissetmemize gerek yoktur. Böyle bir his beklentisi içine girmemiz ancak şeytanın işine yarar. Esas olan günahtan pişmanlık duymak ve Allah'tan af istemektir. Günahtan gerçekten pişmanlık duyduğumuzdan emin isek, hiç mesele yoktur! Af sürecine girmişiz demektir. Allah'tan gerçekten af istiyoruz demektir. Bu durumda Cenâb-ı Allah tarafından af edildiğimizi ummamız gerekiyor ve bu bize yeterlidir.
Cenâb-ı Allah'ın bizi affedip etmediği konusunda elimizde net bir bilgimiz elbette olmaz. Böyle bir bilgiye ulaşma imkânımız yoktur. Fakat bunu aramaya gerek de yoktur. Bize düşen, tövbe ettikten sonra Allah tarafından affedildiğimizi ummaktır! Bize düşen umuttur! Rabbimiz hakkında hüsn-ü zanda bulunmakla yükümlüyüz. Rabbimiz, "Ben kulumun hüsn-ü zannı üzereyim" buyuruyor.1 Yani O'nun bizi affettiğini düşünmeliyiz. Affedilmediğimizi düşünmemeliyiz.
Fakat biz her ne kadar pişmanlık duyuyor olsak da, ne kadar tövbe ve istiğfar yapmış olsak da, şeytan ve nefsimiz yine bizi aynı günaha sürüklemek için veya riya ile tövbemizi iptal ettirmek için fırsat gözlüyor olacaklardır. Bizim şeytanla savaşımız ölünceye kadar devam edecektir. Dolayısıyla tövbe ettiğimiz günaha karşı içimizde yine meyil uyanabilecektir. Yine şeytan bizi aldatmak için fırsat kollayacaktır. Bizim zayıf damarımız yine bize zor anlar yaşatacaktır. Çünkü imtihan dünyasındayız. Prensibimiz şu olmalıdır: Günaha karşı her istek duyuşumuz, aslında bize sonsuz bir sevap fırsatı daha veriyor. Her istek duydukça, günahı reddedişimizle sevabımız artmaktadır. Şeytan çekiştirdikçe, biz her karşı duruşumuzla sevabımızı artırmış olmaktayız. Şeytan da hep çekiştirip duracaktır.
Tövbe etmek, artık hiçbir günaha meyil duymayacağımız mânâsına gelmiyor. Bilâkis tövbe ettiğimiz günahımıza istek duymaya devam edebiliriz belki. Çünkü beşeriz! Ve çünkü bu bir imtihandır. İmtihan çetindir. İçimizdeki istek ve arzu ise, imtihanın bir parçasıdır. Kendimizi bundan dolayı itham etmeyelim.
İmtihan karşısında iki duruşumuz olacak; ya ondan Allah'a sığınacağız, ya ona teslim olacağız. Ya ona karşı duruş sergileyeceğiz, ya da ona boyun eğeceğiz.
Günah olan, problem olan, günah istek ve meyillere teslim olmak ve boyun eğmektir, günah işleme meylini eylem haline dökmektir. Yani içimizden geçen günahı bizzat işlemek günahtır. Bizzat işlemedikçe, eylem haline dökmedikçe içimizden geçen "günah işleme meyli", bize, sergilediğimiz karşı duruşlar sebebiyle ancak sevap kazandırırlar. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle günahı terk etmek vaciptir. Her bir günahı terk edişte bir vacip sevabı vardır.2 Öyleyse, tövbeden sonra da meyil ve istekler ölüme kadar devam edecek ki, bize hiç durmadan vacip sevabı kazandırsın. Ve öyleyse, meyil ve istekleri tövbemizin kabul edilmediğine yormak yerine, meyil ve istekleri bir vacip makinesi olarak neden görüp değerlendirmeyelim?
Dipnotlar:
1- Buhârî, Tevhid, 15; Tirmizî, Tevbe, 1
2- Kastamonu Lâhikası, 110
alıntı
Tövbe, günahlardan içtenlikle pişman olmak ve arınmak istemek demektir.
Tövbe ve istiğfar yaptığımızda kendimizde bir şeyler hissetmemize gerek yoktur. Böyle bir his beklentisi içine girmemiz ancak şeytanın işine yarar. Esas olan günahtan pişmanlık duymak ve Allah'tan af istemektir. Günahtan gerçekten pişmanlık duyduğumuzdan emin isek, hiç mesele yoktur! Af sürecine girmişiz demektir. Allah'tan gerçekten af istiyoruz demektir. Bu durumda Cenâb-ı Allah tarafından af edildiğimizi ummamız gerekiyor ve bu bize yeterlidir.
Cenâb-ı Allah'ın bizi affedip etmediği konusunda elimizde net bir bilgimiz elbette olmaz. Böyle bir bilgiye ulaşma imkânımız yoktur. Fakat bunu aramaya gerek de yoktur. Bize düşen, tövbe ettikten sonra Allah tarafından affedildiğimizi ummaktır! Bize düşen umuttur! Rabbimiz hakkında hüsn-ü zanda bulunmakla yükümlüyüz. Rabbimiz, "Ben kulumun hüsn-ü zannı üzereyim" buyuruyor.1 Yani O'nun bizi affettiğini düşünmeliyiz. Affedilmediğimizi düşünmemeliyiz.
Fakat biz her ne kadar pişmanlık duyuyor olsak da, ne kadar tövbe ve istiğfar yapmış olsak da, şeytan ve nefsimiz yine bizi aynı günaha sürüklemek için veya riya ile tövbemizi iptal ettirmek için fırsat gözlüyor olacaklardır. Bizim şeytanla savaşımız ölünceye kadar devam edecektir. Dolayısıyla tövbe ettiğimiz günaha karşı içimizde yine meyil uyanabilecektir. Yine şeytan bizi aldatmak için fırsat kollayacaktır. Bizim zayıf damarımız yine bize zor anlar yaşatacaktır. Çünkü imtihan dünyasındayız. Prensibimiz şu olmalıdır: Günaha karşı her istek duyuşumuz, aslında bize sonsuz bir sevap fırsatı daha veriyor. Her istek duydukça, günahı reddedişimizle sevabımız artmaktadır. Şeytan çekiştirdikçe, biz her karşı duruşumuzla sevabımızı artırmış olmaktayız. Şeytan da hep çekiştirip duracaktır.
Tövbe etmek, artık hiçbir günaha meyil duymayacağımız mânâsına gelmiyor. Bilâkis tövbe ettiğimiz günahımıza istek duymaya devam edebiliriz belki. Çünkü beşeriz! Ve çünkü bu bir imtihandır. İmtihan çetindir. İçimizdeki istek ve arzu ise, imtihanın bir parçasıdır. Kendimizi bundan dolayı itham etmeyelim.
İmtihan karşısında iki duruşumuz olacak; ya ondan Allah'a sığınacağız, ya ona teslim olacağız. Ya ona karşı duruş sergileyeceğiz, ya da ona boyun eğeceğiz.
Günah olan, problem olan, günah istek ve meyillere teslim olmak ve boyun eğmektir, günah işleme meylini eylem haline dökmektir. Yani içimizden geçen günahı bizzat işlemek günahtır. Bizzat işlemedikçe, eylem haline dökmedikçe içimizden geçen "günah işleme meyli", bize, sergilediğimiz karşı duruşlar sebebiyle ancak sevap kazandırırlar. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle günahı terk etmek vaciptir. Her bir günahı terk edişte bir vacip sevabı vardır.2 Öyleyse, tövbeden sonra da meyil ve istekler ölüme kadar devam edecek ki, bize hiç durmadan vacip sevabı kazandırsın. Ve öyleyse, meyil ve istekleri tövbemizin kabul edilmediğine yormak yerine, meyil ve istekleri bir vacip makinesi olarak neden görüp değerlendirmeyelim?
Dipnotlar:
1- Buhârî, Tevhid, 15; Tirmizî, Tevbe, 1
2- Kastamonu Lâhikası, 110
alıntı
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
Geri: Günah isteği nasıl sevaba dönüşüyor?
Estagfirullah El-Azîm El-Kerîm Ellezî Lâ Îlâhe Îllâ Hû
El-Hayyel Kayyûme Ve Etubu Îleyh
Allah (c.c) razı olsun
El-Hayyel Kayyûme Ve Etubu Îleyh
Allah (c.c) razı olsun
gölge- Mesaj Sayısı : 37
Kayıt tarihi : 03/12/08
Similar topics
» GÜNAH işleyince
» Gavs-i Sani Hz.lerinin GÜNAH Hakkındaki Sözleri
» Sen Nasıl Müslümansın
» VİRD (Kalp zikri) nedir,nasıl çekilir?
» Gavs-i Sani Hz.lerinin GÜNAH Hakkındaki Sözleri
» Sen Nasıl Müslümansın
» VİRD (Kalp zikri) nedir,nasıl çekilir?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf