En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
Kalpten Arşa Yol Bulanlar
1 sayfadaki 1 sayfası
Kalpten Arşa Yol Bulanlar
KALPTEN ARŞA YOL BULANLAR
Hace Ubeydullah Ahrar k.s., mürşidi Alauddin Attar k.s. Hazretleri’nin kendisine şöyle buyurduğunu bildiriyor:
“Kalbine dikkat et! Her halde zikir ve huzur halini koru. Bir yolda giderken, falanca durak yerine kadar kalbime sahip çıkacağım, yakınlığımı kaybetmeyeceğim, gaflete düşmeyeceğim diye karar ver. Böyle davranırsan, hedefine ulaşır, muradına erersin.”
Büyük veli Cüneydi Bağdadi k.s., kalbindeki sevgiliye nasıl yöneldiğini şöyle anlatır:
“Murakabe konusunda, bir kedinin durumundan büyük ders aldım. Bir defasında fare kovalayan bir kedi gördüm. Fare bir deliğe kaçtı. Kedi deliğin önünde onu yakalamak üzere vaziyet aldı. Bütün varlığı ile pür dikkat deliğe yönelmişti. Öyle ki o anda bir kılı bile kıpırdamıyordu. Başka hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Ben de hayretle ona bakıyordum. Bu halde iken ALLAH tarafından içime şöyle bir nida geldi: ‘Ey himmeti düşük kulum.
Sen beni aradığını söylüyorsun. Ben senin maksadın olarak bir fareden daha düşük değilim. Öyleyse sen de beni aramada ve rızamı istemede şu kediden daha az istekli ve gayretsiz olma!’ Bu uyarıdan sonra bana bir gayret geldi, ciddi olarak murakabeye başladım, kalbime yöneldim. Her yerde, her işte zikre sarılıp Yüce ALLAH’ın rızasını aradım.” (Ali b. Hüseyin el-Vaiz: Reşahat)
Yüce ALLAH, himmeti yüksek kullarının gönüllerindeki ilâhi aşkı bize şöyle tanıtır:
“Onlar öyle er kişilerdir ki, herhangi bir ticaret ve alış veriş kendilerini ALLAH’ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar, yüreklerin ve gözlerin dehşetten ters döneceği ahiret gününden korkarlar.” (Nur, 37)
Demek ki kullar içinde kalbine bu derece sahip olup, Yüce ALLAH ile huzur ve zikir halini koruyan aşık insanlar mevcuttur. Bu mümkündür. Kur’an-ı Hakim’de bu ayet okunduğu sürece, insanlar içinde o sıfatı taşıyanlar bulunur. Onlar genç-ihtiyar, erkek-kadın, zengin-fakir, alim-cahil her sınıfta mevcuttur.
Şah-ı Nakşibend k.s., gençler içinde gördüğü böyle bir aşığı anlatır:
“Şerefli Mekke’de iki ayrı insan gördüm. Birisinin himmeti çok düşüktü. Diğerinin ise kalbi Arş’a ve ALLAH’a bağlanmıştı. Himmeti düşük adam Kâbe’nin örtüsüne yapışmış dua ediyordu. Bir ara adamın kalbine yöneldim. Gördüm ki adamın kalbi Kâbe’de değil, köyünde idi. ALLAHu Tealâ’dan ilâhi sevgi ve rızayı değil, dünyalık şeyler istiyordu. Buna çok hayret ettim ve üzüldüm.
Bir ara Mina çarşısına uğradım. Orada tezgahı başında devamlı alış-veriş yapan bir genç gördüm. Gencin kalbine nazar ettim. Gördüm ki genç devamlı zikir halindeydi. Kalbi azamet sahibi ALLAH’tan gafil değildi. Onun bu yüksek himmet ve gayreti içimde büyük bir coşkuya sebep oldu.” (Reşahat)
Dr. Dilaver Selvi
Hace Ubeydullah Ahrar k.s., mürşidi Alauddin Attar k.s. Hazretleri’nin kendisine şöyle buyurduğunu bildiriyor:
“Kalbine dikkat et! Her halde zikir ve huzur halini koru. Bir yolda giderken, falanca durak yerine kadar kalbime sahip çıkacağım, yakınlığımı kaybetmeyeceğim, gaflete düşmeyeceğim diye karar ver. Böyle davranırsan, hedefine ulaşır, muradına erersin.”
Büyük veli Cüneydi Bağdadi k.s., kalbindeki sevgiliye nasıl yöneldiğini şöyle anlatır:
“Murakabe konusunda, bir kedinin durumundan büyük ders aldım. Bir defasında fare kovalayan bir kedi gördüm. Fare bir deliğe kaçtı. Kedi deliğin önünde onu yakalamak üzere vaziyet aldı. Bütün varlığı ile pür dikkat deliğe yönelmişti. Öyle ki o anda bir kılı bile kıpırdamıyordu. Başka hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Ben de hayretle ona bakıyordum. Bu halde iken ALLAH tarafından içime şöyle bir nida geldi: ‘Ey himmeti düşük kulum.
Sen beni aradığını söylüyorsun. Ben senin maksadın olarak bir fareden daha düşük değilim. Öyleyse sen de beni aramada ve rızamı istemede şu kediden daha az istekli ve gayretsiz olma!’ Bu uyarıdan sonra bana bir gayret geldi, ciddi olarak murakabeye başladım, kalbime yöneldim. Her yerde, her işte zikre sarılıp Yüce ALLAH’ın rızasını aradım.” (Ali b. Hüseyin el-Vaiz: Reşahat)
Yüce ALLAH, himmeti yüksek kullarının gönüllerindeki ilâhi aşkı bize şöyle tanıtır:
“Onlar öyle er kişilerdir ki, herhangi bir ticaret ve alış veriş kendilerini ALLAH’ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar, yüreklerin ve gözlerin dehşetten ters döneceği ahiret gününden korkarlar.” (Nur, 37)
Demek ki kullar içinde kalbine bu derece sahip olup, Yüce ALLAH ile huzur ve zikir halini koruyan aşık insanlar mevcuttur. Bu mümkündür. Kur’an-ı Hakim’de bu ayet okunduğu sürece, insanlar içinde o sıfatı taşıyanlar bulunur. Onlar genç-ihtiyar, erkek-kadın, zengin-fakir, alim-cahil her sınıfta mevcuttur.
Şah-ı Nakşibend k.s., gençler içinde gördüğü böyle bir aşığı anlatır:
“Şerefli Mekke’de iki ayrı insan gördüm. Birisinin himmeti çok düşüktü. Diğerinin ise kalbi Arş’a ve ALLAH’a bağlanmıştı. Himmeti düşük adam Kâbe’nin örtüsüne yapışmış dua ediyordu. Bir ara adamın kalbine yöneldim. Gördüm ki adamın kalbi Kâbe’de değil, köyünde idi. ALLAHu Tealâ’dan ilâhi sevgi ve rızayı değil, dünyalık şeyler istiyordu. Buna çok hayret ettim ve üzüldüm.
Bir ara Mina çarşısına uğradım. Orada tezgahı başında devamlı alış-veriş yapan bir genç gördüm. Gencin kalbine nazar ettim. Gördüm ki genç devamlı zikir halindeydi. Kalbi azamet sahibi ALLAH’tan gafil değildi. Onun bu yüksek himmet ve gayreti içimde büyük bir coşkuya sebep oldu.” (Reşahat)
Dr. Dilaver Selvi
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf