En son konular
Istatistikler
Toplam 40 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: sivereklisofi
Kullanıcılarımız toplam 840 mesaj attılar bunda 375 konu
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 188 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 6:26 pm tarihinde online oldu.
Giriş yap
Arama
Elest Bezmin'den Gurbet Yollarına
:: TASAVVUF :: Divan-ı_Aşk
1 sayfadaki 1 sayfası
Elest Bezmin'den Gurbet Yollarına
Bir gün, Rasulullah Efendimiz (s.a.v) Hz. Ali (r.a) ile sohbet ederken, kimseye anlatmaması şartıyla ona ilahi aşkın sırlarından bahseder. Hz. Ali, Efendimiz’den öğrendiği sırların ağırlığı altında adeta ezilir. Taşıyamaz olduğu bu hal onu alır, Medine şehrinin dışına kadar götürür. Ne kadar zamandır yürüdüğünü bilmediği çölde, yolu suyu çekilmiş bir kuyuya varır. Gönül dünyasına akmaya devam eden ilahi sırlar benliğine sığmaz olduğunda Hz. Ali dayanamaz artık, feyiz ve muhabbetle bezenmiş duygularını kupkuru kör kuyuya döker. Hz. Ali’nin dilinden dökülen sırların güzellikleriyle dolan kuyu da coşarak deruni bir heyecanla sel olur taşar. Taşan suların bereketi ile kuyunun etrafında bir bir kamışlar boy verir.
Aradan günler geçer ve kuyunun başına bir çoban gelir. Kamışlardan birini keser. Kestiği kamışın gövdesine çeşitli yerlerinden delikler açar. Sonra dudaklarına götürüp üfler. Çoban nefesini verir vermez kamıştan aşıkane inleme ve feryat sesleri yükselmeye başlar. Kamış her işiteni hayran bırakan seslerle birlikte ününü de yaymaktadır. Efendimiz, kalbe vecd ve heyecan veren bu sesleri duyunca işin aslını anlar. Hemen Hz. Ali’yi çağırıp “Sana anlattığım sırrı açıkladın mı?” diye sorar. Hz. Ali “Evet, ya Rasulallah! O yüce sırrı kalbime sığdıramadım. Suyu çekilmiş bir kuyuya söylemeye mecbur kaldım” diye cevap verir. Mevlana’nın aktardığı bu hikayeye göre o kuyunun etrafında boy veren kamışlar “ney” diye bilinir.
Gönlü gurbetten kurtarmak
Sufiler için zikir, “Elest Bezmi”ni ve orada verilen sözü hatırlamaktır. Allah’ı sevmek, O’ndan korkarak gafletten kurtulup müşahede haline bürünmek… Allah’tan başka her şeyi gönülden çıkararak “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sualinin cevabı olan “evet” kelamını unutmadığını her an gönülde yaşamak… Bu ise gönlü gurbetten kurtarmaktır.
Gurbeti yüreğinde taşıyan bir şair, gönlün bazı merhalelerini anlatırken
“Bir merhaleden güneşle derya görünür /
Bir merhaleden her iki dünya görünür /
Son merhale bir fasl-ı hazandır ki, sürer /
Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür!..” der.
Fatih’in veziri olan şair Ahmet Paşa bir beytinde şunları söyler: “Canıma bir merhaba sundu ezelde çeşm-i yar / Şöyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim” (Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba sundu. O gün bu gündür, o bakışın sarhoşluğuyla başka birinin merhabasını hiç tanımadım.) Elest Bezmin’de verdiği sözü hatırlarken, sadakati ve tutarlılığını da yad eder.
Mevlana, “Elest sakisi (yani Allah), bu süfli çorak toprağa bir yudumcuk aşk şarabı saçtı. O çorak toprak bu yüzden coştu, verimli hale geldi. Biz de o coşkunluktan meydana geldik. Ey ruhların sakisi olan Yüce Allah, biz pek tembelleştik, bize o aşk şarabından bir yudumcuk daha ihsan et” diye yakarır ruhunun sakisine.
Son söz olarak diyelim ki, bize de Mevlana gibi
Kadriye Bayraktar
Aradan günler geçer ve kuyunun başına bir çoban gelir. Kamışlardan birini keser. Kestiği kamışın gövdesine çeşitli yerlerinden delikler açar. Sonra dudaklarına götürüp üfler. Çoban nefesini verir vermez kamıştan aşıkane inleme ve feryat sesleri yükselmeye başlar. Kamış her işiteni hayran bırakan seslerle birlikte ününü de yaymaktadır. Efendimiz, kalbe vecd ve heyecan veren bu sesleri duyunca işin aslını anlar. Hemen Hz. Ali’yi çağırıp “Sana anlattığım sırrı açıkladın mı?” diye sorar. Hz. Ali “Evet, ya Rasulallah! O yüce sırrı kalbime sığdıramadım. Suyu çekilmiş bir kuyuya söylemeye mecbur kaldım” diye cevap verir. Mevlana’nın aktardığı bu hikayeye göre o kuyunun etrafında boy veren kamışlar “ney” diye bilinir.
Gönlü gurbetten kurtarmak
Sufiler için zikir, “Elest Bezmi”ni ve orada verilen sözü hatırlamaktır. Allah’ı sevmek, O’ndan korkarak gafletten kurtulup müşahede haline bürünmek… Allah’tan başka her şeyi gönülden çıkararak “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sualinin cevabı olan “evet” kelamını unutmadığını her an gönülde yaşamak… Bu ise gönlü gurbetten kurtarmaktır.
Gurbeti yüreğinde taşıyan bir şair, gönlün bazı merhalelerini anlatırken
“Bir merhaleden güneşle derya görünür /
Bir merhaleden her iki dünya görünür /
Son merhale bir fasl-ı hazandır ki, sürer /
Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür!..” der.
Fatih’in veziri olan şair Ahmet Paşa bir beytinde şunları söyler: “Canıma bir merhaba sundu ezelde çeşm-i yar / Şöyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim” (Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba sundu. O gün bu gündür, o bakışın sarhoşluğuyla başka birinin merhabasını hiç tanımadım.) Elest Bezmin’de verdiği sözü hatırlarken, sadakati ve tutarlılığını da yad eder.
Mevlana, “Elest sakisi (yani Allah), bu süfli çorak toprağa bir yudumcuk aşk şarabı saçtı. O çorak toprak bu yüzden coştu, verimli hale geldi. Biz de o coşkunluktan meydana geldik. Ey ruhların sakisi olan Yüce Allah, biz pek tembelleştik, bize o aşk şarabından bir yudumcuk daha ihsan et” diye yakarır ruhunun sakisine.
Son söz olarak diyelim ki, bize de Mevlana gibi
“Elest Bezmi’nde” verdiğimiz söze sadık kalmayı nasib et Ya Rab!
Aşk şarabından bir yudum da bize ihsan et Ya Rab!
Aşk şarabından bir yudum da bize ihsan et Ya Rab!
Kadriye Bayraktar
-DERGAH-- Mesaj Sayısı : 795
Kayıt tarihi : 30/10/08
:: TASAVVUF :: Divan-ı_Aşk
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Eyl. 27, 2010 4:38 am tarafından sofyan
» HATME DUASI
Ptsi Şub. 22, 2010 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» Kulun yaratılışının nedeni aşktır
Perş. Tem. 23, 2009 11:25 pm tarafından -DERGAH-
» ...AŞK...
Perş. Tem. 23, 2009 11:13 pm tarafından -DERGAH-
» Kaside-i Nakşi
Çarş. Tem. 22, 2009 9:02 pm tarafından -DERGAH-
» S.İhsan Erol'un "Mahserin Halleri" sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 9:01 pm tarafından -DERGAH-
» S.Ihsan Erol´dan GAFLET sohbeti
Çarş. Tem. 22, 2009 8:58 pm tarafından -DERGAH-
» Tasavvuf "Samimiyet" tir
Çarş. Tem. 22, 2009 8:53 pm tarafından -DERGAH-
» O, Benim de Evlâdımdır
Çarş. Tem. 22, 2009 8:49 pm tarafından -DERGAH-
» TÖVBE etmek ne demektir???
Çarş. Tem. 22, 2009 8:47 pm tarafından -DERGAH-
» bizim SEVGİMİZ
Çarş. Tem. 22, 2009 8:46 pm tarafından -DERGAH-
» AHLAKI Güzelleştirmek İçin ESMÂÜ’ L HÜSNA
Çarş. Tem. 22, 2009 8:39 pm tarafından -DERGAH-
» Yazık sana!..
Çarş. Tem. 22, 2009 8:27 pm tarafından -DERGAH-
» bu gün O'nun için bir şey yap!
Çarş. Tem. 22, 2009 8:24 pm tarafından -DERGAH-
» Kalben Allah’a YÖNEL ki O’nun LÜTUFLARI gelsin
Çarş. Tem. 22, 2009 8:21 pm tarafından -DERGAH-
» En Büyük Kalkan "ZİKRULLAH"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:18 pm tarafından -DERGAH-
» 33 kalemde "HAMDOLSUN"
Çarş. Tem. 22, 2009 8:17 pm tarafından -DERGAH-
» Allah (cc)'a Kulluk ve Samimiyette Kararlı Olmak
Çarş. Tem. 22, 2009 8:15 pm tarafından -DERGAH-
» Kermese Davet!!!Essen´de
Paz Mayıs 17, 2009 10:04 pm tarafından tasavvuf